Bakan Özer: Köy okullarını tekrardan hayata geçiriyoruz

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer: Köy okullarını tekrardan hayata geçiriyoruz. Üç şey yapalım istedik. Öğrenci sayısı kriterini kaldırdık, sadece eğitim çağına destek vermiyoruz, köylerde yaşam merkezlerini kurup destek eğitimleri veriyoruz. Vatandaşların tarım, hayvancılık kursları almasını sağlıyoruz. Çocuklar orada eğitim alıyor, anne ve babalar da başka alanlarda eğitim alıyor. Binalar var elden geçiriyoruz, onarıyoruz ve eğitim merkezi haline getiriyoruz. Özellikle kadınlarımızın istihdamına katkı sağlamak amaçlı çalışmalar yapıyoruz.

Bakan Özer: Köy okullarını tekrardan hayata geçiriyoruz

Bakan Özer'in açıklamalarından öne çıkan bazı başlıklar:

Bugün 19 milyon öğrenci ve 1.2 milyon öğretmenimiz, ders başı yaptı.

Cumhuriyetimizin 100. yılına girerken tüm öğrenci ve öğretmenlerimiz sorunsuz bir şekilde eğitim öğretime başlasın istedik ve bu 2022-2023 eğitim öğretim yılı hazırlıklarımıza çok erken başladık.

Yirmi yıllık bir gelenek olan ücretsiz ders kitapları dağıtımına bu yıl bir ilk daha ekledik ve yardımcı kaynak kitaplarımız da ücretsiz olarak öğrencilerimize ulaştırdık.

 

Bugün itibarıyla yaklaşık 153 milyon ders kitabı ve 136 milyona yakın yardımcı kaynağı öğrencilerimize buluşturduk.

Yine bir fark olarak 60 bin temizlik görevlisini, ilk defa okullar açılmadan okullarımızda görevine başlattık.

Çok önemli bir sessiz devrim daha yaptık: Yine ilk defa tüm okullarımıza doğrudan bütçe gönderdik.

"Son 20 yılda en büyük bütçeyi eğitime ayıran bir Bakanlık, okullarımızın ihtiyacını karşılamakdan aciz olamaz." dedik ve eğitimcileri ve öğretmenlerimizin velilerimizle maddi temelli bir iletişim kurma sıkıntısını ortadan kaldırdık.

Böylelikle eğitim camiamızı yaralayan "yardımcı kaynak" ve "bağış" konusunu gündemden düşürdük. Veli isterse bağış yapabilir ama bu, öğrencinin okula kaydına endeksik bir durum olmaktan çıkarıldı.

 

Okullarımız için ayırdığımız 3 milyon 700 bin liralık bütçe, sabit değil. İhtiyaca göre artırabileceğimiz bir bütçe olacak bu.

"Eğitim sistemimiz devasa boyutta olmasına rağmen çözülemeyecek hiçbir problem yok." diyerek yola çıktık.

Reform değil, sürekli iyileştirme kültürünü eğitim sistemine dahil ederek bambaşka bir okul iklimi yaratmak hedefindeyiz.

"Okullara ilk kez doğrudan bütçe ayrıldı"

Sessiz bir devrim oldu, ilk defa Milli Eğitim Bakanlığı tüm okullara bütçe gönderdi. Temizlik, bakım onarım gibi ihtiyaçları karşılamaları için velilerden bağış toplanmaması için. Türkiye'de bütçe gönderilmemiş tek bir okul kalmadı. Bütçeyi doğrudan okullara gönderiyoruz. Daha önceleri il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri belirliyordu bütçe alacak okulları. 3 milyar 750 milyon lira bütçe gönderildi. Nereye kullanıldı, hangi harcama kalemine kullanıldı, bunları inceliyoruz. Aslolan, iyileştirme kültürüdür. Sürdürülebilir iyileştirme kültürünü eğitim sistemimize monte etmeliyiz.

 

"1 yılda 3 milyarlık projeyi tamamladık"

4 bin 256 okulun depreme dayanıklılıklarını, güçlendirilmesini ve onarımını yaptık. Temel eğitimde 10 Bin Okul projesini tamamladık. 1 yılda 3 milyarlık bir projeyi tamamladık. 1 Eylül itibarıyla 20 bin öğretmen ataması yapıldı. Eğitim sistemimizde 1.2 milyon öğretmen var. Son 20 yılda atama yapılmayan bir dönem yok. Bakanlık, değişen önceliklere göre mutlaka öğretmen ataması yapar. Bizim en büyük avantajımız şu: Türkiye'de öğretmen başına düşen öğrenci sayısını da azalttı. Öğretmen başına 40 öğrenci geliyorsa şu an 25 öğrenci denk geliyor. 857 bin dersliğin yüzde 60'a yakınında öğrenci sayısı 25'in altında.

"Kariyer sınavı" tartışmaları

Öğretmen alımlarının tek bir yolu var o da KPSS. Bununla ilgili sosyal medyadaki iddialar gerçek dışı. Biz öğretmenlerimizi sürekli desteklemek için çalışma yaptık. Bu, ilk defa sisteme alınan bir uygulama değil. Biz eğitim sisteminin içine yeni bir unvan sistemi getirmiyoruz. Eğitimini tamamlayan ve sınavını başarıyla geçirenler uzman öğretmen olsunlar istiyoruz. Şu an şartları sağlayan öğretmenlerin yüzde 95'i uzman ve başöğretmenliğe başvurdu. 614 bin öğretmen, eğitimini tamamladı ve sınava girecek. Hangi alana başvurduysa o alana geçecek, kota yok. Bir eğitim sistemi, öğretmeni kadar güçlüdür, o yüzden biz öğretmenlerimizi sürekli desteklemek ve onların mesleki gelişimine yatırım yapmak istiyoruz.

Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesinde biz bir iyileştirme yaptık. Önceki uygulamada kota vardı. "Belli sayıda uzman öğretmen, belli sayıda başöğretmen olabilir." şeklinde...

 

Biz istedik ki eğitimini tamamlayan ve sınavda başarılı olan tüm öğretmenlerimiz uzman öğretmen olabilsin, başöğretmen olabilsin.

Şu anda bizim Uzman ve Başöğretmenlik Sınavı'na başvuran öğretmen sayımız, yaklaşık 614 bin.

Şartları sağlayan öğretmenlerimizin yüzde 95'i uzman ve başöğretmenliğe başvurdu.

Yaklaşık 544 bin eğitimcimiz uzman, 70 bin öğretmen de başöğretmenliğe başvurdu.

614 bin öğretmenimizin şu an itibarıyla yüzde 98.5'i de eğitimlerini tamamladı.

Sınavı geçen herkes uzman öğretmenliğe başvurduysa uzman öğretmenliğe, başöğretmenliğe başvurmuşsa başöğretmenliğe geçiş yapacak. Yüksek lisans ve doktora yapanlar sınavdan muaf.

Bir eğitim sistemi, öğretmeni kadar güçlüdür, toplum da öğretmeni kadar güçlüdür. Bizim tüm projelerimizde olmazsa olmaz olan şey, öğretmendir. Biz öğretmenlerimizi sürekli desteklemek istiyoruz.

2020 yılında öğretmen başına düşen eğitim, 44 saatti. Biz dedik ki okul temelli mesleki gelişim programına geçelim.

Okulu merkeze alıyoruz biz. Bunun için 2021 yılında mesleki gelişimi ile ilgili kullanılan bütçe yaklaşık 10 milyon lira. 2022 yılındaki bütçe 292 milyon lira. Bunun yalnızca 210 milyonunu okullara tahsis ettik ve okulların bütçelerinde hazır olarak bekliyor.

Kariyer sistemi ile öğretmenlerin maaşında çok ciddi artış olacak. Başöğretmenlikte yaklaşık 4.500-5.000 lira fark olacak, 3.000 lira civarında uzman öğretmenlikte artış olacak.

Öğretmen başına düşen eğitim saatini 2021 yılında 94, 2022 yılında -şu an itibarıyla- 106 saate yükselttik.

Öğretmenlerimizi mümkün olduğu kadar yüksek lisans ve doktoraya yönlendirmemiz lazım.

Öğretmen niteliğimiz ne kadar gelişirse okul iklimimiz o kadar güçlenecek.

Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesi ile ilgili konuşulan iki şey yanlış. Bir: Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesi, tüm öğretmenlerin özlük haklarını iyileştirmek için yapılan bir düzenleme değildir. Bunun için sınav yapmaya gerek yok. Yüzde 30 zam yapmak için öğretmenler sınava alınmaz. İki: Bu süreç, isteğe bağlıdır. Öğretmen istemiyorsa uzman öğretmenliğe de başöğretmenliğe de başvurmaz.

Üçüncüsü de yapılan sınav öğretmenimizin yeterliliğini ölçmeye yönelik bir sınav değildir. Verilen eğitimin ölçülmesidir.

Öğretmenler sadece öğretenler değil, hayat boyu öğrenenlerdir.

Baş öğretmenlik ve uzman öğretmenlik unvanları ilk kez bu yıl uygulamaya konulmadı. Bu unvanlar yıllardır olan bir şey, bazı İyileştirmeler yaparak kotayı kaldırdık.

Uzman ve baş öğretmen olma şartlarını sağlayan öğretmenlerimizin yüzde 98 i eğitimlerini tamamladı.

614 bin öğretmenlerimiz eğitimini tamamladı, sınavı geçen her öğretmenimiz uzman veya başöğretmen unvanını alabilecek. Herhangi bir sınırlama yok.

Bir eğitim sitemi öğretmeni kadar güçlüdür. Öğretmenlerimizi sürekli desteklemek istiyoruz.

Öğretmenlerimizi akademik kariyere teşvik ediyoruz, bunu da özlük haklarındaki iyileştirmeler ile mümkün kılabiliriz.

Öğretmenlik Karşier Basamakları Sınavı, öğretmenimizin yeterliliğini ölçen bir sınav değildir, sadece verdiğimiz eğitimi ölçen bir sınav sistemidir.

Öğretmenlik aynı zamanda hayat boyu öğrenen bir meslek.

Öğretmenlerimizin çoğu Öğretmenlik Meslek Kanunu'ndan memnun ancak sosyal medyada çoğu öğretmen olmayan kişiler tarafından bir manipülasyon söz konusu.

2023 yılı içinde Öğretmenlik Meslek Kanunu'na iyileştirmeler mutlaka gelecektir. Sürekli sahaya kulak veriyoruz.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER