Sendika araştırdı...Zorunlu okul forması 'fırsat eşitliği' sağlıyor

Sendika Genel Başkanı Talip Geylan: Katılımcıların yüzde 69,60'ı okul formasının zorunlu kıyafet olarak kabul edilmesinin öğrenciler açısından fırsat eşitliği sağlayacağını düşünmektedir

Sendika araştırdı...Zorunlu okul forması 'fırsat eşitliği' sağlıyor

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) bu sene ilkokullara bakanlıktan bütçe aktarmasını olumlu değerlendirdiklerini, bunun bütün ihtiyaçları karşılayacak düzeyde ve düzenli şekilde aktarılmasını talep ettiklerini söyledi.

Geylan, 11 bin 342 eğitimcinin katıldığı anketin sonuçlarına göre hazırladıkları "Eğitimde Fırsat Eşitliği Raporu"nu kamuoyuyla paylaşmak üzere bir otelde basın toplantısı düzenledi.

Ankete katılanların yüzde 52,20'sinin okullarındaki öğrencilerin ailelerinin gelir durumunun orta düzeyde, yüzde 45,60'ının ise düşük düzeyde olduğunu ifade ettiğini belirten Geylan, katılımcıların yüzde 49'unun okullarındaki öğrencilerin ailelerinin eğitim seviyesinin düşük, yüzde 47,50'sinin de orta düzeyde olduğunu aktardığını anlattı.

Geylan, katılımcıların yüzde 51,40'ının dezavantajlı öğrencilerin okulun bütün fiziki imkanlarından kolaylıkla yararlanabildiğini, yüzde 34,40'ının kısmen yararlanabildiğini ve yüzde 13,10'unun ise yararlanamadığını ifade ettiğini bildirdi.

 

- "MEB, okul forması uygulamasını yeniden gözden geçirmeli"

Eğitimcilerin, okul formasının öğrenciler açısından fırsat eşitliği sağladığını düşündüğüne işaret eden Geylan, "Katılımcıların yüzde 69,60'ı okul formasının zorunlu kıyafet olarak kabul edilmesinin öğrenciler açısından fırsat eşitliği sağlayacağını düşünmektedir. Meslektaşlarımız, ailelerin eşit gelir seviyesine sahip olmamasından dolayı okul formasının, ekonomik farklılıkların ortaya çıkardığı olumsuz psikolojik etkileri tolere ettiği kanaatinde. Bu açıdan okullarımızın ve MEB'in okul forması uygulamasını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu.

Geylan, ankete katılan öğretmenlerin yüzde 71,80'inin okul bütçelerinin yeterli olmadığını, yüzde 18,20'sinin kısmen yeterli olduğunu, yüzde 8,20'sinin ise yeterli olduğunu aktardığını belirterek şunları kaydetti:

"Okul aile birliklerinin, okulların giderlerini karşılamada ciddi katkısı bulunuyor. Gündemdeki tartışmaların sona erdirilmesinin tek yolu, Türk Eğitim Sen'in önerdiği şekilde öğrenci başına 100 lira olmak üzere okullara bütçe ayrılması. Milli Eğitim Bakanlığı bu sene okullardaki ihtiyacı kısmen gidermek üzere uygulama hayata geçirdi ve ilkokullarımıza bakanlıktan bütçe aktardı. Bunu olumlu ve doğru buluyoruz. Direkt bakanlıktan okullara ayrılan bütçenin, okulların bütün ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde ve düzenli şekilde aktarılmasını talep ediyoruz."

Katılımcıların yarısından fazlasının öğrencilerin okula getirdiği harçlıkların birbirinden farklı olduğunu dile getirdiğini anlatan Geylan, okullarda düzenlenen gezi, piknik ve tiyatro gibi etkinliklere bütün öğrencilerin katılamadığını ileten öğretmen oranının yüzde 40 olduğunu söyledi.

 

- MEB'in eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için öncelikli yapması gerekenler

Geylan, sözlerine şöyle devam etti:

"Eğitim ortamlarında fırsat eşitliğine sahip olmayan öğrencilerin akranlarından hangi açıdan farklılık gösterdiği konusunda katılımcıların en fazla belirttiği hususlar sırasıyla akademik başarı (yüzde 83,30), okula karşı ilgi (yüzde 60,60), okula uyum (yüzde 57,80), okula devam durumu (yüzde 51,70) ve akran ile olan iletişimleri (yüzde 51,50). MEB'in eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için öncelikli yapması gerekenler konusunda katılımcıların en fazla belirttiği hususlar, dershanelere ihtiyaç duyulmayacak eğitim ortamının inşa edilmesi, öğrenci yeteneklerini geliştirebilecek eğitim ortamlarının oluşturulması, teknolojik altyapı ve donanımın iyileştirilerek standart hale getirilmesi ve eğitime ayrılan bütçenin artırılmasının sağlanması."

Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 73,10'unun, kendilerinin eğitim öğretim ortamlarında, yüzde 75'inin de yönetici olmak için aynı fırsatlara sahip olmadığını aktardığını dile getiren Geylan, yönetici atamalarında mülakat sınavı uygulamasının mevzuattan tamamen kaldırılmasını talep ettiklerini belirtti.

- "Öğretmenlerimizin kariyeri planlanırken sadece tecrübe ve kıdem esas alınmalı"

 

Geylan, öğretmenlerin kariyer basamak sınavına ilişkin görüşlerini ise şöyle anlattı:

"Katılımcıların yüzde 63,70'i öğretmenlik kariyer basamaklarının fırsat eşitsizliğine neden olduğunu, yüzde 12,50'si kısmen neden olduğunu, yüzde 22,50'si ise fırsat eşitsizliğine neden olmadığını ifade etmiştir. Bu konuda sendikamızın yıllardır görüşü şudur; sınav sadece bilgiyi ölçer, oysa ki öğretmenlik sadece bilmek mesleği değildir, bildiğini aktarmak mesleğidir. Dolayısıyla öğretmenlerimizin kariyeri planlanırken esas alınması gereken tek kriter, tecrübe ve kıdem olmalıdır. Hizmet yılı esas alınarak öğretmenlerimizin kariyeri planlanmalıdır. Buna göre, 10 yılı dolduran her öğretmenimiz başka bir şarta bağlı kalmaksızın uzman öğretmen, 20 yılı dolduran her bir öğretmen ise başka bir şarta bağlı kalmaksızın başöğretmen olarak değerlendirilmelidir."

Coğrafi, ekonomik ve eğitim içerikleri açısından fırsat eşitliğinin sağlanamamasının, eğitimde ortaya konulan hedeflere ulaşılmasını olumsuz etkilediğini vurgulayan Geylan, eğitimin tüm aktörlerinin fikir birliği yaparak eşitliğin sağlanmasına yönelik adımlar atılması gerektiğinin altını çizdi.

Geylan, bu konuda yapılması gerekenlere ilişkin önerilerini şöyle sıraladı:

"Bölgesel farkların ortaya çıkarılması için durum tespiti yapılmalı, eğitim fakülteleri ile MEB'e bağlı okullar arasında iş birliği olmalıdır. Eğitim fakültelerinin bulunduğu tüm il ve ilçelerde başarı düzeyi düşük 3 okul belirlenerek proje okulu ilan edilmelidir. Bu okulların başarı seviyelerinin neden düşük olduğu eğitim fakültelerine bağlı akademisyenler tarafından bir dönem boyunca araştırılmalı ve bu sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik çözüm planları hazırlanmalıdır. Bölgelerin eğitim haritaları çıkarılmalı, 1-3-5-10 yıllık sistematikleştirilmiş eğitim kalkınma planları oluşturulmalıdır. Okullarımız fiziksel olarak eş değer konumda olmalıdır. Eğitimin çok ihmal edildiği bölgeler için ailelere bilinçlendirme politikaları uygulanmalıdır. Zorunlu hizmet bölgeleri itibarıyla öğretmenlere teşvik ödeneği ya da bölge tazminatı verilmelidir."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER